Milli Emlak Taşra Birimleri İşlem Yönergesi-12. Kısım-İdari ve Adli Davalar

ONİKİNCİ KISIM- İdari ve Adli Davalar

BİRİNCİ BÖLÜM- İdari Dava İşlemleri

Madde 286- İlgili idareye (makama) veya dava açmadan önce üst makama başvurulması

(1) İdari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için ilgili idareye yazı ile başvurulur.

(2) İdari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin tespiti halinde dava açmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması için idari dava açma süresi içerisinde üst makama, üst makam yoksa işlemi yapan makama yazı ile başvurulur.

Madde 287- Zımni red

(1) Aşağıdaki durumlarda zımni reddin varlığı söz konusu olduğundan bu hususlara dikkat edilir:

(a) İlgili idareye (makama) başvurmada,

1) İdarenin başvuru tarihinden itibaren altmış gün içinde cevap vermediği durumda,

2) Altmış gün içinde İdarenin verdiği cevap kesin değilse;

a) İlgililerce bu kesin olmayan cevabın varlığı durumunda,

b) İlgilinin en fazla altı ay içinde kesin cevabın verilmesini beklediği durumlarda, bu sürenin bitiminde ilgili idarece (makamca) kesin cevabın verilmediği durumda,

(b) İdari dava açma süresi içinde; üst makama veya üst makam yoksa işlemi yapmış olan makama başvurmada, bu makamlarca altmış gün içinde herhangi bir cevabın verilmediği durumda,

(c) Tam yargı davalarında idari eylemlerde idareye başvurmada (ön karar almada);idari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların idari dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri durumunda, bu istemlerinin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istemlerine altmış gün içinde cevap verilmediği durumda.

Madde 288- Dava açma süresi

(1) Altmış günlük (idare mahkemelerinde) ve otuz günlük (vergi mahkemelerinde) dava açma süresinin hesap edilmesinde aşağıdaki hususlara dikkat edilir:

a) İdari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin tespiti halinde dava açmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması için üst makama, üst makam yoksa işlemi yapan makama başvurma durumunda;

1) Yapılan başvuru dava açma süresini durdurur.

2) Yapılan başvuruya gelen cevabın tebliğ tarihinden itibaren dava açma süresi tekrar kaldığı yerden işlemeye başlar.

3) Yapılan başvuruya rağmen altmış gün içerisinde cevap verilmez ise istek reddedilmiş sayılır ve bu sürenin sonunda dava açma süresi yeniden başlar.

b) İdare lehine olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için ilgili idareye (makama) yapılan başvuru durumunda;

1) Yapılan başvuruya rağmen altmış günlük süre sonunda cevap verilmez ise bu sürenin sonundan itibaren, talebin reddedilmesi durumunda tebliğ tarihinden itibaren altmış gün içerisinde dava açılır.

2) Altmış günlük süre içinde ilgili idarece verilen cevap kesin değilse, İdare bu cevabı isteminin reddi sayabilir veya kesin cevabı bekleyebilir. Bu durumda dava açma süresi işlemez, ancak bekleme süresi başvuru tarihinden itibaren altı ayı geçemez.

c) Dava açılmaması veya davanın süreden reddi hallerinde, altmış günlük sürenin bitmesinden sonra yetkili idari makamlarca cevap verilirse, cevabın tebliğinden itibaren altmış gün içinde dava açılır.

ç) Özel kanunlarında belirtilen dava açma süreleri ayrıca dikkate alınır.

d) Dava açma süresi idari işlemin tebliği, yayın veya ilan tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlar. Tatil günü sürelere dahildir, ancak sürenin son günü tatil gününe rastlarsa, süre tatil gününü izleyen çalışma gününün bitiminde sona erer.

e) Bölge idare mahkemesinin bulunduğu il merkezinde, dava açma süresi çalışmaya ara verme zamanına rastlarsa, süre ara vermenin sona erdiği günü izleyen tarihten itibaren yedi gün uzamış sayılır.

f) Çözümlenmesi Danıştayın, idare ve vergi mahkemelerinin görevlerine girdiği halde görevli olmayan yerlere başvurulmuşsa, adli ve askeri yargı yerlerine açılmış bulunan davaların görev noktasından reddi halinde, bu husustaki kararların kesinleşmesini izleyen günden itibaren otuz gün içinde görevli mahkemede dava açılır. Görevsiz yargı merciine başvurma tarihi, Danıştaya, idare ve vergi mahkemelerine başvurma tarihi olarak kabul edilir.

g) Adli veya askeri yargı yerlerine açılan ve görevsizlik sebebiyle reddedilen davalarda, görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra birinci fıkrada yazılı otuz günlük süre geçirilmiş olsa dahi, idari dava açılması için öngörülen süre henüz dolmamış ise bu süre içinde idari dava açılabilir.

ğ) Adresleri belli olmayanlara özel kanunlarındaki hükümlere göre ilan yoluyla bildirim yapılan hallerde, özel kanununda aksine bir hüküm bulunmadıkça süre, son ilan tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün sonra işlemeye başlar.

Madde 289- İdari yargıda yetkili idare mahkemesi

(1) İmar, kamulaştırma, yıkım, işgal, ruhsat ve iskan gibi taşınmazlarla ilgili mevzuatın uygulanmasında veya bunlara bağlı her türlü haklara veya kamu mallarına ilişkin idari davalarda taşınmazların bulunduğu yerin yetkili idare mahkemesine başvurulur.

(2) Köy, belediye ve özel idareleri ilgilendiren mevzuatın uygulanmasına ilişkin davalarla sınır uyuşmazlıklarında yetkili mahkeme, mülki idari birimin, köy, belediye veya mahallenin bulunduğu yahut yeni bağlandığı yerin yetkili idare mahkemesine başvurulur.

(3) 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununda veya özel kanunlarda yetkili idare mahkemesinin gösterilmemiş olması halinde (göreve ilişkin hükümler saklı kalmak şartıyla); yetkili idare mahkemesi, dava konusu olan idari işlemi veya idari sözleşmeyi yapan idari merciin bulunduğu yerin yetkili idare mahkemesine başvurulur.

(4) Taşınırlara ilişkin davalarda yetkili mahkeme, taşınırın bulunduğu yerin yetkili idare mahkemesine başvurulur.

(5) İdari sözleşmelerden doğanlar dışında kalan tam yargı davalarında sırasıyla:

a) Zararı doğuran idari uyuşmazlığı çözümlemeye yetkili idari mahkemesine başvurulur.

b) Zarar, bayındırlık ve ulaştırma gibi bir hizmetten veya idarenin herhangi bir eyleminden doğmuş ise, hizmetin görüldüğü veya eylemin yapıldığı yerin yetkili idare mahkemesine başvurulur.

c) Diğer hallerde davacının ikametgahının bulunduğu yerin yetkili idare mahkemesine başvurulur.

Madde 290- Vergi uyuşmazlıklarında yetkili vergi mahkemesi

(1) Uyuşmazlık konusu vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümleri tarh ve tahakkuk ettiren, zam ve cezaları kesen ve diğer uyuşmazlıklarda dava konusu işlemi yapan, dairenin bulunduğu yerdeki vergi mahkemesine başvurulur.

Madde 291- İdari dava türleri

(1) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarının tespiti halinde idari işlemin iptali için “iptal davası” açılır.

(2) İdari eylem ve işlemlerden dolayı Hazine haklarının ihlal edilmesi durumunda “tam yargı” (tazminat) davaları açılır.

(3) Danıştay’a ve idare ve vergi mahkemelerine doğrudan doğruya tam yargı davası veya iptal ve tam yargı davalarını birlikte açılabileceği gibi ilk önce iptal davası açılarak bu davanın karara bağlanması üzerine, bu husustaki kararın veya kanun yollarına başvurulması halinde ise verilecek kararın tebliği veya bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası açılır.

(4) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklarda idari dava açılır.

Madde 292- Dilekçeler hazırlanırken dikkat edilecek hususlar ve dilekçelerde bulunması gereken unsurlar

(1) İdari davalar, Danıştay, idare mahkemesi ve vergi mahkemesi başkanlıklarına hitaben yazılmış daire amiri tarafından imzalanan dilekçelerle açılır.

a) Her idari işlem aleyhine ayrı ayrı dava açılır. Ancak, aralarında maddi veya hukuki yönden bağlılık ya da sebep-sonuç ilişkisi bulunan birden fazla işleme karşı bir dilekçe ile dava açılır.

b) Dava konusu işlemin ve belgelerin asılları veya örnekleri dava dilekçesine eklenir. Dilekçeler ile bunlara ekli evrakın örnekleri, davacı/davacılar veya varsa vekil/vekillerinin sayısından bir fazla olarak hazırlanır ve mahkemeye sunulur.

c) Dilekçelerde;

1) Tarafların ve varsa vekillerinin veya temsilcilerinin ad ve soyadları veya unvanları ve adresleri

2) Açık bir şekilde dava konusu ve sebepleri ile dayandığı deliller,

3) Davaya konu olan idari işlemin yazılı bildirim tarihi,

4) Vergi, resim, harç, benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezalarına ilişkin davalarla tam yargı davalarında uyuşmazlık konusu miktarı,

5) Vergi davalarında davanın ilgili bulunduğu verginin veya vergi cezasının nevi ve yılı, tebliğ edilen ihbarnamenin tarihi ve numarası ve varsa mükellef hesap numarası,

gösterilir.

Madde 293- Dilekçelerin verileceği yerler ve evrakların teslimi sırasında dikkat edilmesi gereken hususlar

(1) Dilekçeler ile davalara ilişkin her türlü evrak, Danıştay veya ait olduğu mahkeme başkanlıklarına veya bunlara gönderilmek üzere idare veya vergi mahkemesi başkanlıklarına, idare veya vergi mahkemesi bulunmayan yerlerde asliye hukuk hakimliklerine verilir.

(2) Dilekçeler ile davalara ilişkin her türlü evrak teslim edilirken sürenin son günü ise mağdur olmamak için, bu evraklar mutlaka duruma göre Danıştayda Genel Sekreterliğe veya idare ve vergi mahkemelerinde mahkeme başkanına veya hakime havale ettirilir.

(3) İdarece ilgili yerlere verilen dilekçelerin harç ve posta ücretleri yatırılır. Dava bu kaydın yapıldığı tarihte açılmış sayılır ve mahkeme kalemince verilen alındı kağıdı dosyasına konulur.

(4) Herhangi bir sebeple İdarece harcı veya posta ücreti yatırılmadan veya eksik harç veya posta ücreti ile dava açılmış olması halinde, mahkemece yapılacak tebliğden itibaren otuz gün içinde gereği yerine getirilir.

Madde 294- Delillerin tespitinin istenmesi

(1) Delillerin tespitinin istenilmesinde fayda görüldüğü ve/veya zorunluluk bulunduğu durumlarda “delillerin tespiti”;

a) 6100 sayılı Kanunun 400 ila 406 ncı maddeleri hükmü uyarınca, dava açılmasından önce veya dava esnasında,

b) 2577 sayılı Kanunun 58 inci maddesi hükmü uyarınca idari dava açıldıktan sonra,

ilgili mahkemeden talep edilir.

Madde 295- Mahkemece İdareye gönderilen evraklar üzerine yapılan işlemler

(1) Mahkemelerce İdareye gönderilen evraklar (dava dilekçeleri, ara kararlar, kararlar, müzekkereler vb.) tebliğ zarfının üzerine “tebligatın alındığı tarih” basılmak suretiyle tebliğ alındıları karşılığında İdarece teslim alınır.

(2) Gelen evraklar MEOP evrak modülüne kaydedilir ve MEOP’un idari davalar modülündeki “Uygulamalar” butonundan ilgili bölümlere (dilekçeler, ara kararlar vb.) işlenir ve kaydedilir.

(3) Tebliğ zarfının üzerinde, “bu zarfta gönderilenler” kısmında yazılanlar ile bu zarfın içinde gönderilen evrakların mahkemece tam ve doğru olarak gönderilip gönderilmediği karşılaştırılarak kontrol edilir. Bu işlemin sonucunda;

a) Mahkemece gönderilen belgelerde; eksiklik varsa eksik olan belgeler (ve/veya bilgiler), yanlışlık varsa bu yanlışlığın düzeltilmesi derhal ilgili mahkemeden istenir.

b) Mahkemece gönderilen belgelerde fazlalık veya yanlış tebliğ edilmiş belge varsa bunlar da mahkemeye iade edilir.

c) Ayrıca, süreli işlerde sürenin; mahkemece eksik gönderilen belge/belgelerin İdareye tam ve doğru olarak tebliğinden sonra başlatılması da ilgili mahkemeden istenir.

Madde 296- İdarece savunma dilekçesinin verilmesi esnasında dikkat edilecek hususlar

(1) Davalarda karşı cevaplar, etraflı ve gerekçeli olarak emsal nitelikte mahkeme kararları ile Danıştay (gerekiyorsa Yargıtay) içtihatlarına da atıfta bulunmak suretiyle hazırlanır ve aşağıda belirtilen hususlara dikkat edilir.

a) Dava dilekçelerinin ve eklerinin birer örneği davalıya, davalının vereceği savunma davacıya veya vekiline tebliğ edileceğinden, İdarece savunma dilekçesi, davacı/davacılar veya varsa vekil/vekillerinin sayısından bir fazla olarak hazırlanır ve mahkemeye sunulur.

b) Savunma dilekçeleri ile davalara ilişkin her türlü evrak, Danıştay veya ait olduğu mahkeme başkanlıklarına veya bunlara gönderilmek üzere idare veya vergi mahkemesi başkanlıklarına, idare veya vergi mahkemesi bulunmayan yerlerde asliye hukuk hakimliklerine verilir.

c)Savunma dilekçeleri ile davalara ilişkin her türlü evrak teslim edilirken sürenin son günü ise mağdur olmamak için, bu evrakların mutlaka duruma göre Danıştay’da Genel Sekreterliğe veya idare ve vergi mahkemelerinde mahkeme başkanına veya hakime havale ettirilir.

Madde 297- Savunma dilekçesinin hazırlanması

(1) Savunma dilekçesinin hazırlanırken aşağıdaki hususlara dikkat edilir:

a) Savunma dilekçesinde belirtilmesi gereken hususlar

1) Savunma dilekçelerinde aşağıdaki bilgiler Yönerge eki örneğe (EK-68) uygun şekilde belirtilir:

a) Tarafların ve varsa kanuni temsilci veya vekillerinin ad ve soyadları ile adresleri,

b) Açık bir şekilde dava konusu,

c) İdarenin iddiasının dayanağı olan bütün belgelerin sıra numarası altında açık özetleri ve delillerinin nelerden ibaret olduğu,

ç) Hukuki sebeplerin özeti,

d) Açık bir şekilde iddia ve savunma,

e) İlgili Daire Amirinin İmzası.

b) Davanın usul yönünden reddinin talep edilmesi

1) İdari yargıda dava açılmadan önce, kanun ile öncelikle başvuru esası öngörülmüş ise bu başvuru yerine getirilmeden (başvuru yolu tüketilmeden) veya idari bir işlemin/eylemin yapılması, kaldırılması, değiştirilmesi, yeni bir işlemin yapılması için İdareye başvurulmadan dava açılıp açılmadığı MEOP kayıtlarından araştırılır ve bu durumun varlığı halinde, idari merci tecavüzü söz konusu olacağından, mahkemeden 2577 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının (b) ve 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendine göre ilgili merciye tevdi talep edilir.

2) Ehliyet yönünden davanın ret gerekçesi yazılırken; dava konusu işlemin davacının menfaatlerini ilgilendiren bir hususu içermediği durumlarda ve ayrıca, dava konusu işlem ile davacı arasında güncel, meşru ve kişisel bir menfaat bağından söz edilemeyeceği durumlarda konuya göre;

a) “2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2 nci maddesinde; iptal davalarının; “idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaati ihlal edilenler tarafından açılan davalar” olarak tanımlandığı,

b) İptal davalarında “sübjektif ehliyet şartı” olarak bulunması gereken “menfaat ihlali”nin; dava konusu işlemle davacı arasındaki ciddi ve makul bir alakayı ifade etmekte olduğu ve bu menfaat bağının kişisel, meşru ve ciddi olması gerektiğinin gerek öğretide gerekse yargı kararlarında kabul edilen bir husus olduğu,

c) İptal davalarında “objektif ehliyet şartı”nın ise; davacı konumundaki hukuk süjesinin (gerçek kişiler, özel hukuk ve kamu hukuku tüzel kişileri) kanun ve hukuka dayanarak iptal davasına konu işlemle ilgili dava açma ehliyetinin ve yetkisinin bulunmasını ifade ettiği”,

hususları savunma dilekçesinde belirtilerek, davacının dava açma ehliyeti bulunmadığından,2577 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının (c) ve 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine göre davanın ehliyet yönünden reddedilmesi gerektiği belirtilir.

3) Genel bütçeli kamu idareleri içinde yer alan kamu idarelerinin kendi menfaatlerini ve görev ve yetki alanlarındaki kamu hizmetlerini ilgilendiren idari işlemlere karşı Devlet tüzel kişiliği adı altında tek bir tüzel kişilik çatısında temsil edilmeleri nedeniyle, bu idarelerin birbirlerine karşı objektif ehliyet şartı yönünden dava açma ehliyeti ve yetkisi bulunmadığından bu fıkranın (b) bendi hükmüne göre işlem yapılır. Ayrıca, ilgili Danıştay kararlarının örneği de savunma dilekçesine eklenir.

4) İdari işlem icrai olmadığı halde iptal davası açılmışsa ortada idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olmadığından 2577 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının (d) ve 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine göre öncelikle usul yönünden davanın reddi istenir.

5) 2577 sayılı Kanunun;

a) 7 nci maddesinin ikinci, üçüncü ve dördüncü fıkralarında belirtilen süreleri,

b) 10 uncu maddesinin ikinci fıkrasında geçen altı aylık bekleme süresinin bitimini,

c) 10, 11 ve 13 üncü maddelerindeki zımni ret durumunda (idari dava açma süresi içerisinde üst makama veya üst makam yoksa işlemi yapan makama başvurmada süreyi durduran haller hariç olmak üzere), bu durumun oluştuğu tarihi,

ç) 10 uncu maddesine göre ilgili idareye (makama) yapılan başvuru tarihinden itibaren altmış gün içinde cevap verilmemesi durumunda konusuna göre Danıştay, İdare ve Vergi Mahkemelerinde davanın açılmaması veya davanın süreden reddi durumlarında, altmış günlük sürenin bitmesinden sonra yetkili idari makamlarca cevap verilirse bu cevabın tebliğini,

d) 13 üncü maddesinde geçen bir ve beş yıllık sürelerin bitimini,

izleyen günden itibaren altmış günlük dava açma süresi içerisinde açılması gerekirken bu süre içerisinde açılmayan davaların, 2577 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının (e) ve 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine göre süreaşımı yönünden davanın reddi talep edilir.

6) Davada; husumetin başka idarelere yöneltilmesi, başka idarelerin de hasım mevkiine alınması ve ayrıca, İdarenin hasım mevkiinden çıkartılarak (dava konusu işlemlerin başka idarelerce yapıldığı ancak taşınmazların kuru mülkiyetinin Hazinede olduğu durumlarda İdarenin hasım mevkiinden çıkartılması istenemez) davanın 2577 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının (f) ve 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine göre doğru hasıma yönlendirilmesi gerektiği belirtilir.

7) Dava dilekçelerinin 2577 sayılı Kanunun 3 ve 5 inci maddelerine uygun olup olmadıkları incelenerek; ehliyetli şahsın avukat olmayan vekili tarafından açılan davalarda veya tek dilekçe ile dava açmanın şartları oluşmadığı halde dava bu şekilde açılmışsa veya dava dilekçesi usulüne göre hazırlanmamışsa 2577 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının (g) ve 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendine göre dava dilekçesinin reddedilmesi gerektiği belirtilir.

c) Davanın esas yönünden reddinin talep edilmesi

1) Savunma dilekçesinde, dava konusu idari işlem ve eylemlerle ilgili olarak İdarenin işlem dosyasında bulunan belge ve bilgilere göre İdarece yapılan işlemlerin neler olduğu tarih sırasına göre açıklanarak, her açıklamanın sonuna gerekli belgelerin mahkemeye sunulması için ek numarası verilir, daha sonra yapılan bu işlemlerin yasal dayanakları belirtilir, açıklanan hususların dışında davacı tarafından iddia edilen hususlar varsa bunlara cevap verilir ve hukuka açıkça aykırı, yasal dayanaktan yoksun, yersiz açılan davanın kabulünün mümkün bulunmadığı ve esas yönünden reddinin gerektiği belirtilir.

2) Dilekçede dava konusu işlemin yürütülmesinin durdurulması istenilmişse; 2577 sayılı Kanunun 27 nci maddesinin ikinci bendinde; “Danıştay veya idari mahkemeler, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda gerekçe göstererek yürütmenin durdurulmasına karar verebilirler.” hükmünün mevcut olduğu ve ayrıca, yürütmenin durdurulması kararı verilebilmesi için bu şartların birlikte gerçekleşmesi gerektiği, yapılan işlemin hukuka ve mevzuata uygun olduğu belirtilerek, öncelikle davacının/vekilinin yürütmenin durdurulması talebinin reddedilmesi gerektiği savunma dilekçesinde belirtilir.

ç) Davanın ihbar edilmesi, davaların birleştirilmesi, bağlantı kararı verilmesi, “kesin hükmün” varlığı durumlarında savunma dilekçesinin hazırlanması

1) Savunma dilekçesinde; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 31 inci maddesinin atıfta bulunduğu 1/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 61 vd. maddeleri (mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 49 ila 52 maddeleri) gereğince; davanın sonucundan kişisel menfaatleri etkilenecek olanlara davanın ihbar edilmesi ilgili mahkemeden istenir.

2)Savunma dilekçesinde, işlem konusu ve tarafları aynı olan söz konusu iki davanın, 2577 sayılı Kanunun 5 inci maddesi uyarınca birleştirilmesi veya aynı Kanunun 38 ila 42 nci maddeleri uyarınca bağlantı kararı verilmesi ilgili mahkemeden istenir.

3) Kesin hükmün varlığı halinde davanın ret gerekçesi yazılırken; dava konusu işlemin daha önce kesin hüküm (kaziyei muhkeme) ile çözümlenmemiş olmasının dava şartlarından olduğu belirtilerek, konusu, tarafları ve sebebi aynı olan bir konuda daha önce dava açıldığı ve kesin hüküm verildiği gerekçesiyle mahkemeden aynı uyuşmazlığın yeniden dava konusu yapılamayacağı, yapılmış ise ilgili mahkemeden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 303 üncü maddesi (mülga 1086 sayılı Kanunun 237 nci maddesi “kesin hüküm-kaziyei muhkeme”) uyarınca kesin hükmün varlığı nedeniyle, işin esasına girilmeden davanın reddedilmesi istenir.

d) Savunma dilekçesinde “İstem ve Sonuç” bölümünün yazılması

1) “İstem ve Sonuç:” başlığı altında, bu maddede belirtilen durumların varlığı halinde davanın reddine, avukatlık ücreti (varsa) ile yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi arz ve talep edilir.

e) Savunma dilekçesinde “Ekler” bölümünün yazılması

1) Bu maddede belirtildiği şekilde hazırlanan savunma dilekçesinin alt kısmına “Ekler” bölümü açılarak, dilekçede numara verilerek sayfa sayısı belirtilen belgeler, numara sırasına göre tarih ve sayısı ile sayfa sayısı belirtilmek suretiyle bu bölüme yazılır.

Madde 298- Savunma hazırlanırken dikkat edilecek süreler

(1) Savunma vermek için genel süre otuz gün olduğundan savunma hazırlanırken bu süre mutlaka dikkate alınır ve savunma için gerekli bilgi ve belgelerin temini için gereken yazışmalar bu süre içerisinde yapılır. Ayrıca,

a) Ara kararla özel süre verilmişse öncelikle bu süre dikkate alınır.

b) Savunma için gerekli bilgi ve belgelerin temini için mahkemece verilen süre yeterli görülmezse, ilgili mahkemeden savunma verme süresi içerisinde otuz günü geçmemek üzere bir defaya mahsus olmak üzere süre uzatımı (ek süre) istenilir.

c) Karşı tarafın savunma dilekçemize cevap dilekçesi üzerine, bu cevap dilekçesinin İdareye tebliğinden itibaren otuz gün içerisinde,

1) Dava dilekçesinde belirtilen hususların dışında iddia edilen farklı hususlar varsa, bu iddiaların belirtildiği,

2) Birinci savunma dilekçemize ilave olarak belirtilmesi gereken hususlar varsa, bu hususların belirtildiği,

cevaba cevap (ikinci savunma) dilekçesi Yönerge eki örneğe (EK-69) uygun şekilde hazırlanarak ilgili mahkeme kalemine teslim edilir.

Madde 299- Yetki

(1) 13/2/2012 tarihli ve BAHUM İG 2012-2 sayılı 659 sayılı KHK’daki Sulh ve Vazgeçme Yetkilerini Kullanma Usul ve Esasları ile Temsil Yetkisi Hakkındaki İç Genelgenin (EK-70) “III-Bakanlığımız Merkez ve Taşra Birimlerinde Yetkilerin Kullanılması” başlıklı bölümünün “A-Sulh ve Diğer İşlemlerde Yetkilerin Kullanılması” başlıklı alt bendinde; uyuşmazlığın sulhen hallinde maddi ve hukuki sebeplerle kamu menfaati görülmesi halinde, buna dair onay veya anlaşmaları imzalamaya, vazgeçilen veya tanınan ya da terkin edilen hak ve menfaatin değeri dikkate alınmak suretiyle;

a) Defterdarın yetkisi kapsamındaki işlerde; muhakemat müdürünün, müdürlük olmayan yerlerde yetkilendirilen Hazine avukatının hukuki görüşü, defterdarlık ilgili müdürünün teklifi üzerine, defterdar,

b) İlgili birim amirinin yetkisi kapsamındaki işlerde; muhakemat müdürünün, müdürlük olmayan yerlerde yetkilendirilen Hazine avukatının hukuki görüşü, defterdarın teklifi üzerine, Bakanlık ilgili birim amiri,

c) Müsteşar Yardımcısının yetkisi kapsamındaki işlerde; hukuk biriminin görüşü, Bakanlık ilgili birim amirinin teklifi üzerine, müsteşar Yardımcısı,

ç) Müsteşarın yetkisi kapsamındaki işlerde; hukuk biriminin görüşü, Bakanlık ilgili birim amirinin teklifi, Müsteşar,

d) Bakanın yetkisi kapsamındaki işlerde; hukuki uyuşmazlık değerlendirme komisyonunun görüşü, üst yöneticinin teklifi üzerine, Bakan,

e) Bakanlar Kurulunun yetkisi kapsamındaki işlerde; hukuki uyuşmazlık değerlendirme komisyonunun görüşü, Maliye Bakanının teklifi üzerine, Bakanlar Kurulu,

Yetkilidir.

(2) Aynı İç Genelgenin “VI-TEMSİL YETKİSİNİN DEVRİ” başlıklı bölümünde; Bakanlığımız Makamının 13/1/2012 tarihli ve 56 sayılı Onayı ile; Muhakemat hizmetlerinin hazine avukatı eliyle temin edilemediği hallerde Maliye Bakanlığı veya Hazineye ait adli ve idari davalar ile icra takiplerini yürütmek üzere temsil yetkisi, 659 sayılı KHK’nın 6 ncı maddesinin üçüncü fıkrasına istinaden illerde Defterdara, ilçelerde Malmüdürlerine verilmiştir.

Madde 300- Duruşma

(1) Danıştay ile idare ve vergi mahkemelerinde açılan iptal ve 2577 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen ve aynı Kanunun ek 1 inci maddesinde açıklanan şekilde artırılarak tespit edilen tutarı aşan tam yargı davaları ile tarh edilen vergi, resim ve harçlarla benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları toplamı aynı tutarı aşan vergi davalarında, temyiz ve itirazlarda gerekiyorsa dava dilekçesi ile cevap ve savunmalarda duruşma yapılması istenilir.

(2) Duruşma davetiyesi, duruşma gününden otuz gün önce tebliğ edilmesi gerektiğinden, bu süreden daha az süre kalacak şekilde İdareye tebliğ edilmişse, gerekli görülüyorsa ilgili mahkemeye bu süreye itiraz dilekçesi verilir.

(3) Duruşmalarda, İdareyi ve Hazineyi temsilen (itiraz ve temyiz hariç) Hazine avukatları katılırlar, ancak İdarece, Hazine Avukatı ile birlikte duruşmaya iştirak etmesi için bir memur görevlendirilir. Bakanlığın taraf olduğu durumlarda memur görevlendirilmesi Bakanlık talimatına göre yapılır.

Madde 301- Yürütmenin durdurulması

(1) Danıştay’da veya idari mahkemelerde dava açılması, dava edilen idari işlemin yürütülmesini durdurmayacağından, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda gerekçe göstererek yürütmenin durdurulması talep edilir.

(2) Yürütmenin durdurulması istemi hakkında verilen kararlara karşı, 303 üncü maddede belirtildiği şekilde kararın tebliğini izleyen günden itibaren yedi gün içinde bir defaya mahsus olmak üzere itiraz edilir.

(3) Yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararların icaplarına göre İdare, Yönergenin 302 inci maddesinin üçüncü fıkrasında belirtildiği şekilde işlem tesis eder.

(4) Vergi mahkemelerinde, vergi uyuşmazlıklarından doğan davaların açılması, tarh edilen vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümlerin ve bunların zam ve cezalarının dava konusu edilen bölümünün tahsil işlemlerini durdurur. Ancak, 2577 sayılı Kanunun 26 ncı maddenin üçüncü fıkrasına göre işlemden kaldırılan vergi davası dosyalarında tahsil işlemi devam eder. Bu şekilde işlemden kaldırılan dosyanın yeniden işleme konulması ile ihtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerine yapılan işlemlerle tahsilat işlemlerinden dolayı açılan davalar, tahsil işlemini durdurmaz. Bunlar hakkında yürütmenin durdurulması istenebilir.

Madde 302- Kararların sonuçları ve uygulanması

(1) Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerince verilen kararlar yeterince açık değilse, yahut birbirine aykırı hüküm fıkralarını taşıyorsa, İdarece kararın yerine getirilmesine kadar (kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde) Yönerge eki örneğe (EK-71) uygun şekilde açıklama (tavzih) dilekçesi hazırlanır ve ilgili mahkemeden kararın açıklanması veya aykırılığın giderilmesi istenir. Açıklama dilekçeleri karşı taraf sayısından bir fazla olarak düzenlenir.

(2) İdare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez.

(3) Mahkemelerin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre, gecikilmeksizin kararın tebliğinden başlayarak otuz gün içerisinde İdarece işlem tesis edilir veya eylemde bulunulur. Ancak, haciz veya ihtiyati haciz uygulamaları ile ilgili davalarda verilen kararlar hakkında, bu kararların kesinleşmesinden sonra İdarece işlem tesis edilir.

(4) Davacı olduğumuz ve lehimize sonuçlanan mahkeme kararlarına göre işlem tesis edilmemesi, eylemde bulunulmaması veya mahkeme kararlarının otuz gün içinde kamu görevlilerince kasten yerine getirilmemesi durumlarında; ilgili idareye (davalı idare) mahkeme kararının yerine getirilmesi, aksi takdirde Danıştay ve ilgili idari mahkemede maddi ve manevi tazminat davası açılacağı veya kararı yerine getirmeyen kamu görevlisi aleyhine tazminat davası açılacağı İdarece yazı ile bildirilir.

(5) Davalı olduğumuz ve aleyhimize sonuçlanan mahkeme kararlarına göre, İdarece işlem tesis edilmemesi, eylemde bulunulmaması veya mahkeme kararlarının otuz gün içinde kamu görevlilerince kasten yerine getirilmemesi durumlarında, tazminat veya gecikme faizi ödenmesi söz konusu olacağı için kararların infazına ve uygulanma süresine dikkat edilir.

(6) Tam yargı davaları hakkındaki kararlardan belli bir miktarı içerenler genel hükümlere (9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa) göre infaz ve icra olunur.

(7) Temyiz veya itiraz yoluna başvurulmuş olması, hakim, mahkeme veya Danıştay kararlarının yürütülmesini durdurmaz.

Madde 303- Kararlara karşı başvuru yolları

(1) Temyiz ve itiraz aşağıda belirtildiği şekilde yapılır ve hazırlanacak dilekçelerde ayrıca, davanın esas numarası, karar numarası ve mahkeme kararının tarihi belirtilir.

a) İtirazlar

1) Yürütmenin durdurulması istemleri hakkında verilen kararlara karşı; kararın tebliğini izleyen günden itibaren yedi gün içinde (bu süre çalışmaya ara verme süresinden etkilenmez) bir defaya mahsus olmak üzere Yönerge eki (EK-72) ve (EK-73) örneğe uygun şekilde hazırlanan dilekçe ile aşağıda belirtilen mahkemelere itiraz edilir. İtiraz üzerine verilen kararlar kesindir.

a) Danıştay dava dairelerince verilmişse konusuna göre İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurullarına,

b) Bölge idare mahkemesi kararlarına karşı en yakın bölge idare mahkemesine,

c) İdare ve vergi mahkemeleri ile tek hakim tarafından verilen kararlara karşı bölge idare mahkemesine,

ç) Çalışmaya ara verme süresi içinde ise idare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararlara en yakın nöbetçi mahkemeye veya kararı veren hakimin katılmadığı nöbetçi mahkemeye.

2) Mahkemece ilk inceleme üzerine; davalı İdarenin savunması ve ara kararın cevabı alınıp ya da savunma ve ara kararına cevap verme süresi geçip yeni bir karar verilinceye kadar dava konusu işlemin yürütülmesinin durdurulmasına dair karar verilmiş ise verilen bu yürütmeyi durdurma kararlarına karşı itiraz edilemez.

3)İdare ve vergi mahkemelerinin 2577 sayılı Kanunun 45 inci maddesinde sayılan hususlardan kaynaklanan uyuşmazlıklarla ilgili olarak verdikleri nihaî kararlar ile tek hâkimle verilen nihaî kararlara karşı (başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi), bu kararların İdareye tebliğinden itibaren otuz gün içinde mahkemelerin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine itiraz edilir.

a) İtiraz, aşağıda temyiz fıkrasında açıklanan şekil ve usullere göre yapılır.

b) Bölge idare mahkemesinin kararları kesin olduğundan bu kararlara karşı temyiz yoluna başvurulamaz, ancak, bu kararlara karşı gerek görülmesi halinde, bir defaya mahsus olmak üzere kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş gün içinde bölge idare mahkemesi nezdinde bu maddenin “Kararların düzeltilmesi” başlıklı (d) bendinde belirtildiği şekilde karar düzeltme isteminde bulunulur.

4) Mahkemece seçilen bilirkişilere karşı, gerek görülmesi halinde buna ilişkin ara kararın İdareye tebliğ tarihinden itibaren üç gün içerisinde ilgili mahkeme nezdinde itiraz edilir.

5) 6100 sayılı Kanunun 281 inci maddesinin birinci fıkrasına göre; bilirkişi veya bilirkişi kurulu raporuna karşı, gerek görülmesi halinde bu raporun İdareye tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yönerge eki örneğe (EK-74) uygun şekilde hazırlanan dilekçe ile ilgili mahkeme nezdinde itiraz edilir.

6) Bağlantı isteminin reddi kararına karşı, gerek görülmesi halinde bu kararın İdareye tebliğinden itibaren onbeş gün içerisinde aşağıdaki mercilere başvuruda bulunulur.

a) Aynı yargı çevresindeki mahkemeler için o yer bölge idare mahkemesine,

b) 2577 sayılı Kanunun 38 inci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarındaki durumlarla ilgili davalar için Danıştay’a,

7) Görevlilik kararına karşı idare ve vergi mahkemeleri arasında çıkan görev ve yetki uyuşmazlıkları hakkında bölge idare mahkemesi nezdinde itiraz edilir.

b) Temyiz

1) Aşağıdaki durumlarda Danıştay’a temyiz için dilekçe ile başvurulur. Ancak, ilk derece mahkemesi olarak Danıştay’da açılan davalarda verilen kararlar Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunda temyiz edilir.

a) Kararı veren mahkeme görev ve yetkisi dışında bir işe bakmış ise (görev ve yetki yönünden), karar hukuka aykırı olarak karar verilmişse (esas yönünden) veya kararda usul hükümlerine uyulmamışsa (usul yönünden) kararın bozulması istenir.

b) Kararda maddi hata (yanlışlık) varsa, bu yanlışlığın düzeltilerek kararın onanması istenir.

c) İdare lehine verilen mahkeme kararlarında avukatlık ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmemesi durumunda bu hususa yer verilmesi istenir.

2) Özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde, Danıştay dava daireleri ile idare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarına karşı, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi bu kararların yürütülmesinin durdurulması istemli olarak tebliğ tarihini izleyen otuz gün içinde temyiz edilir.

3) Kararı karşı taraf temyiz ediyorsa mahkemece karşı tarafın temyiz dilekçesinin İdareye tebliğinden itibaren otuz gün içerisinde İdarece temyize cevap dilekçesi hazırlanır Bu dilekçeyle temyiz isteminde de bulunulur.

4) Kararı İdare temyiz ediyorsa, kararın İdareye tebliğinden itibaren otuz gün içerisinde İdarece temyiz dilekçesi hazırlanır.

5) İdarece hazırlanan temyiz dilekçesinin ve temyize cevap dilekçesinin “İstem ve Sonuç” bölümünde; duruma göre kararın onanması, kısmen onanması, düzeltilerek onanması veya bozulması istenir.

6) İdare ve vergi mahkemelerinin itiraz yolu açık olan kararları (tek hakimle verdiği kararlar) temyiz edilmez.

7) Temyiz dilekçeleri Yönerge eklerine (EK-75) ve (EK-76) gösterildiği şekilde ve bu kısımda belirtilen hususlara uygun olarak düzenlenir.

8) Temyiz dilekçeleri, ilgisine göre kararı veren mahkemeye veya Yönergenin 298 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen mercilere verilir.

9) İdarece temyiz dilekçesi verilirken, temyiz yargılama giderlerinin tamamının ödenmesi gerektiğinden, Yönergenin 307 nci maddesine göre işlem yapılır.

10) Mahkemece verilen ısrar kararı; davanın konusuna göre Danıştay İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurulunda temyiz edilir.

11) Kararın bozulması, kararın yürütülmesini kendiliğinden durdurur.

c) Kanun yararına bozma

1) Bölge idare mahkemesi kararları ile idare ve vergi mahkemelerince ve Danıştayca ilk derece mahkemesi olarak verilip temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlardan, niteliği bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade edenler, İdarece kanun yararına temyiz edilmek üzere Bakanlığa iletilir ve alınacak talimata göre işlem yapılır.

ç) Yargılamanın yenilenmesi

1) Danıştay ile bölge idare, idare ve vergi mahkemelerince verilen kararlar hakkında, aşağıda yazılı sebepler dolayısıyla yargılamanın yenilenmesi istenir.

a) Zorlayıcı sebepler dolayısıyla veya lehine karar verilen tarafın eyleminden doğan bir sebeple elde edilemeyen bir belgenin kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması,

b) Karara esas olarak alınan belgenin, sahteliğine hükmedilmiş veya sahte olduğu mahkeme veya resmi bir makam huzurunda ikrar olunmuş veya sahtelik hakkındaki hüküm karardan evvel verilmiş olup da, İdarenin karar zamanında bundan haberi bulunmamış olması,

c) Karara esas olarak alınan bir ilam hükmünün, kesinleşen bir mahkeme kararıyla bozularak ortadan kalkması,

ç) Bilirkişinin kasıtla gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun mahkeme kararıyla belirlenmesi,

d) İdarenin aleyhine karar verilen durumda, lehine karar verilen tarafın karara etkisi olan bir hile kullanmış olması,

e) Vekil veya kanuni temsilci olmayan kimseler ile davanın görülüp karara bağlanmış bulunması,

f) Çekinmeye mecbur olan başkan, üye veya hakimin katılmasıyla karar verilmiş olması,

g) Tarafları, konusu ve sebebi aynı olan bir dava hakkında verilen karara aykırı yeni bir kararın verilmesine neden olabilecek kanuni bir dayanak yokken, aynı mahkeme yahut başka bir mahkeme tarafından önceki ilamın hükmüne aykırı bir karar verilmiş bulunması,

ğ) Hükmün, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlâli suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması.

2) Yargılamanın yenilenmesi istekleri, esas kararı vermiş olan mahkemeye yapılır.

3) Yargılamanın yenilenmesi istemi, (1) numaralı alt bendin (g) bendinde yazılı sebep için on yıl, (ğ) bendinde yazılı sebep için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl ve diğer sebepler için altmış gün içerisinde yapılır. Bu süreler, dayanılan sebebin istemde bulunan yönünden gerçekleştiği tarihi izleyen günden başlatılarak hesaplanır.

4) Yargılanmanın yenilenmesi yoluna başvurulması halinde, Yönerge eki (EK-77) de gösterildiği şekilde ve bu kısımda belirtilen hususlara uygun olarak düzenlenir.

d) Kararların düzeltilmesi

1) Danıştay dava daireleri ve İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurullarının temyiz üzerine verdikleri kararlar ile bölge idare mahkemelerinin itiraz üzerine verdikleri kararlar hakkında, bir defaya mahsus olmak üzere kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş gün içinde;

a) Kararın esasına etkisi olan iddia ve itirazların, kararda karşılanmamış olması,

b) Bir kararda birbirine aykırı hükümler bulunması,

c) Kararın usul ve kanuna aykırı bulunması,

ç) Hükmün esasını etkileyen belgelerde hile ve sahtekarlığın ortaya çıkmış olması,

hallerinde, esas kararı vermiş olan merciden kararın düzeltilmesi istenir.

2) Kararın düzeltme yoluna başvurulması halinde, kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içerisinde Yönerge eki (EK-78) örneğe uygun şekilde karar düzeltme dilekçesi hazırlanır.

3) Karşı taraf karar düzeltme yoluna başvuruyorsa, mahkemece karşı tarafın karar düzeltme dilekçesinin tebliğinden itibaren onbeş gün içerisinde Yönerge eki (EK-79) örneğe uygun şekilde karar düzeltmeye cevap dilekçesi hazırlanır.

Madde 304- Olumlu veya olumsuz görev uyuşmazlığı

(1) Olumlu görev uyuşmazlığı olduğu takdirde, uyuşmazlığın giderilmesi için taraf sayısından iki fazla düzenleyeceği dilekçe ile 12/6/1979 tarihli ve 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanuna göre ilgili başsavcılığa başvurulur ve uyuşmazlık mahkemesinin kararına göre işlem yapılır.

(2) Olumsuz görev uyuşmazlığı olduğu takdirde, uyuşmazlığın giderilmesi için taraf sayısından iki fazla düzenleyeceği dilekçe ile 2247 sayılı Kanununa göre son görevsizlik kararını veren yargı merciine başvurulur ve uyuşmazlık mahkemesinin kararına göre işlem yapılır.

Madde 305- Yargılama harçları ve giderleri

(1) Davanın İdare aleyhine sonuçlanması halinde, mahkemece takdir edilen yargılama giderleri İdarece muhakemat müdürlüğü veya Hazine avukatına yazı ile bildirilerek mahkemeye ödenmesi sağlanır.

Madde 306- Kamu kurumları arasında tahkim

(1) 29/6/1938 tarih ve 3533 sayılı Kanun kapsamında İdareye intikal eden ihtilafların çözümü için durum Bakanlığa bildirilir ve alınacak talimata göre işlem yapılır.

İKİNCİ BÖLÜM- Adli Dava İşlemleri

Madde 307- Dava açma yetkisi

(1) Hazinenin taraf olduğu adli davalarda Hazine avukatı bulunan yerlerde dava ve icra işlemleri Hazine avukatlarınca yapılır.

(2) Hazine avukatı bulunmayan yerlerde davalar daire amiri olan illerde defterdar, ilçelerde malmüdürü yahut bunların bulunmadığı yerlerde, izinli oldukları zamanlarda kanunî vekilleri veya bu kişilerin yetkili kılacağı memurlar tarafından açılır ve izlenir.

(3) Ancak işlerin yoğun olduğu hallerde davaların takibi ve temyizi işlemlerinin önemi göz önünde tutularak, dava açmasını ve izlemesini bilenler arasından memur görevlendirilir. Bu seçimi yapan defterdar veya malmüdürü, davaların süresinde açılması, savunulması ve kararın kesinleşmesine kadar takibinde, yetkili kıldığı memurlarla birlikte her türlü sorumluluğu müştereken taşıdığını bilerek hareket eder ve gereken denetimleri yapar.

(4) Dava ve icra işlerinde temsil yetkisini haiz olanların bir listesi muhakemat müdürleri, olmayan yerlerde ise defterdar ve malmüdürleri tarafından o yerin Cumhuriyet Başsavcılığına (veya savcılığına) verilir.

Madde 308- Davaların açılması, takibi ve sulh

(1) Davaların açılması ve takibi veya Hazine aleyhine açılan davaların takibi aşağıda belirtildiği şekilde yapılır.

a) Adli yargıda dava açılmadan veya icra takibine başlanılmadan önce karşı taraf sulhe davet edilir. Hazine aleyhine dava açılacağının veya icra takibine başlanılacağının öğrenilmesi durumunda da Hazine yararı varsa karşı taraf sulhe davet edilebilir. İdarenin sulhe davet yazısında, ilgili mevzuatında daha uzun bir süre öngörülmediği takdirde karşı tarafa, ifa, itiraz veya sulh teklifinde bulunmak üzere otuz güne kadar süre verilir. Gecikmesinde sakınca bulunan veya işin mahiyeti gereği süre verilmesinde fayda görülmeyen hallerde doğrudan dava ve icra yoluna başvurulur.

b) İdarenin talebi üzerine muhakemat müdürlüğü veya temsil yetkisi bulunan Hazine avukatının, Hazine avukatı olmayan yerlerde daire amirinin dava dilekçesini görevli ve yetkili mahkemeye vermesiyle dava açılır ve yargılama süreci başlar.

c) Dava açılmadan ve icra takibi başlatılmadan önce gerektiğinde muhakemat müdürünün, muhakemat müdürünün bulunmadığı yerlerde ise Hazine avukatının görüşü alınır.

ç) Dava dilekçelerinde;

1) Tarafların ve varsa kanuni temsilcileri ve vekillerinin ad ve soyadları,

2) Tebligat adresleri,

3) Davanın konusu,

4) Davanın açılma nedenini oluşturan maddi deliller,

5)Hazine aleyhine açılan davalarda savunma için toplanan maddi deliller,

6)Maddi deliller sonucu ortaya konulan iddia ve talepler,

7)Hukuki dayanaklar

yazılır ve belgeler eklenerek defterdar/malmüdürü veya kanuni vekilince imzalanır.

d) Adli yargıda Hazine adına dava açılması gereken hallerde veya Hazineye karşı açılan davalarda, İdarece davaya konu olayla ilgili bu maddenin üçüncü fıkrasında belirtilen hususlar eksiksiz olarak temin edilerek maddi deliller muhakemat müdürlüğü veya Hazine avukatlığına yazı ile gönderilir.

e) Hazinece taşınmazların aynına yönelik olarak dava açılırken, dava sonucu Hazine lehine verilebilecek kararların uygulanabilirliğini teminen mahkemeden ihtiyati tedbir talebinde bulunulur.

f) Olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı hükümlerine dayanılarak Hazine aleyhine açılan tescil davalarında bu Yönergeye ekli İdari Tahkikat Tutanakları (EK-53) titizlikle düzenlenir.

g) Hazine aleyhine açılan davalarda gerek mahallinde gerekse her türlü kayıtlarda araştırma yapılarak savunmada esas olacak bilgi ve belgeler toplanarak savunma dilekçesine ek yapılır.

ğ) Bu nitelikteki davalarda mahkemeden davanın reddi istenilirken, dava konusu taşınmazın tescile tabi olan yerlerden olması hâlinde, aynı zamanda Hazine adına tescili de talep edilir.

h) Tamamen veya kısmen Devlet aleyhine sonuçlanan davalarla icra takipleri hakkında vazgeçme ya da sulh olmadıkça kanun yollarına başvurulması zorunlu olduğundan, Hazine avukatı bulunmayan yerlerde daire amirlerince tamamen veya kısmen Hazine aleyhine verilen kararlar ile icra takipleri hakkında kanun yollarına başvuru sürelerinin (temyiz süresi dahil) geçirilmemesine dikkat edilir.

Madde 309- Mahkeme ilamlarının infazı

(1) Hazine lehine sonuçlanan davalarda mahkemelerce (kadastro mahkemesince verilen kararlar hariç) taşınmazlar hakkında verilen tescil, değişiklik veya terkine ilişkin ilamların tapu sicilinde infazı tapu müdürlüğünden yazılı olarak istenir.

(2) Hazine lehine verilen “el atmanın önlenmesi ve kal” gibi icra yoluyla infazı gereken kararların icra takipleri muhakemat müdürlüğünce/Hazine avukatlığınca yapılır. Ancak, tahliyeye ve yıkıma ilişkin kararların icra aşamasında, infazı takip etmek ve taşınmazı mahallinde düzenlenecek tutanakla boş olarak teslim almak üzere İdarece bir memur görevlendirilir.

(3) Dava sonucu hükmen Hazine adına karar verilerek kesinleşen taşınmazlara ait tapu senetleri alınır ve açılacak dosyaya konulur. MEOP taşınmaz programına tescilli taşınmaz olarak kaydedilir. İlişikli kaydı ile adli davalar kaydı kapatılır.

Madde 310- Davaya veya icraya intikal etmiş ihtilafların sulhen halli

1) Adli mahkemelerde, hakeme veya icraya intikal etmiş olan işlerin sulh yoluyla halledilmesinde fayda görülenler hakkında, muhakemat müdürleri ve olmayan yerlerde Hazine avukatları, Hazine avukatlığı teşkilatı olmayan yerlerde de daire amirleri tarafından gerekçeli sebepleri gösterilerek, verilecek mütalaa derhal Bakanlığa bildirilir ve alınacak talimata göre işlem yapılır.

(2) Münhasıran Bakanlığımız (Genel Müdürlüğümüz) taşra teşkilatının iş ve işlemlerine ilişkin olup, illerde valilik, ilçelerde kaymakamlık onayına bağlanan iş ve işlemlerden kaynaklanan uyuşmazlıkların yetki limitleri dahilinde sulhen halline ilişkin işlemler Bakanlığa gönderilmeksizin gerektiğinde bir denetim elemanına konunun incelettirilmesi suretiyle sonuçlandırılır.

Madde 311- Davadan vazgeçme

(1) Muhakemat müdürlüğü veya hazine avukatlığı bulunmayan yerlerde Hazine tarafından ilgilileri aleyhine dava açılmasında ve icra takibine başlanmasında ya da açılmış davalar ile takibine başlanmış icra işlerinin sürdürülmesinde veya Devlet aleyhine sonuçlanmış bir dava için kanun yollarına (temyiz yoluna) başvurulmasında maddi ve hukuki nedenlerle fayda olmayan hallerde, vazgeçilen veya tanınan ya da terkin edilen hak ve menfaatin değeri itibariyle defterdarın yetkisi dahilinde olan dava ve icradan vazgeçme işlemleri, gerektiğinde Başhukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğünden görüş alınarak, 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 8 ve 11 inci maddeleri hükümlerine göre yerine getirilir.

İlk yorum yapan olun

Bir Cevap Yazın